Dakikalardır eğdim başımı ve aldım çenemi avucuma, klavyeye bakıyorum. Bunca harf ne yazmam için?.. Aklımdan geçenleri yazmam için kurulmuş bi teknoloji olamaz gördüğüm. Ben.... yazıcak başka şeyler yaşasaydım bu hafta... Başka şeyler yaşasaydım... Suçlamak istemiyorum kimseleri... Kader, devlet, hükümet, dünya, alınyazısı, felek vesaire... Suçu ne kötülüğün? Kötüyü insan alanakadar..suçu ne çamurun çamur olmakta?... İnsana sıçrayana kadar... Nedir suçu karanın? Karamsarlık insanlığa çökünceye kadar... Kabahati var mı zavallı küçük bakterinin, bi insanda yaşayıp öldürünceyekadar... Şimdi ben ne diyeyim gördüğüm çirkinliğe? Kime kızayım... Neye talibim ben? Neredeyim? Ve talebeler nerde? Cumaya sarıldım. öğle arasında enfes rüzgara sukunetimle meydan okudum. Muazzam bi dünya... Etrafımdaki kocaman dağlar kimi karşılayacak? Kim gelecek dünyaya? Kim gelecek?... Ben doğduğumda şu küçük taşın haberi var mıydı olanlardan ve ben şu an pakistanda ölen çocukların titreyişini niçin hissedemiyorum tam bu taşın yanında? Ey taş! Hangimiz daha sertiz? Hangimiz daha yakınız toprağa? Geri döndüm odama.. Kimsenin umrumda olmadığı demlerdi bunlar... Gündüzün ortasında demleniyordum ben. 6. his mi derler, korktuğunun başına gelmesi mi der kimisi... Ben yıldızlara dokunamadan yıldız dağıtıyordum o saatte... Korkuya kapıldım. Yerleri görmüştüm çünkü, çamurluydu. Büyüdükçe gözlerin, daha çok görebiliyordun... Evet korkuyla doldum. Yanımdan bi araba geçicek korkusu. Bi korna sesiyle irkildim. kapıda biri...
Ben büyüdükçe ahlaksızlaşıyordu kimileri... Üzgünüm artık yazmak istiyorum çamur kılıklı isteklerinizi... Gözlerinizde yığınlar görüyorum! ben böyle kalabalıklarda yaşamaktan çok korkuyorum... Ama en çok kendimi görmekten korkuyorum o yığınlarda.. nolur bakmayın bana...
11 Aralık 2005, 7:49 Güzel Yazıtlar Serisinden...
0 yorum:
Post a Comment