Saturday, August 26, 2006

Onu bir gün terk edeceğim...

İlk tanıştığımızda ben 14 yaşındaydım. O ise benden oldukça büyüktü. Kendi içimde sürekli tartışmalar yaşıyordum; çünkü bana göre bir birliktelik başlayacaksa bunun ucunda “sonsuza dek” kelimesinin bulunması gerekirdi. Ancak kendi geleceğime dair planlarım onu hayatıma dahil edebilmeme izin vermiyordu. Hem onun hayatına giren ilk kız değildim, sonuncusu olmayacağım da su götürmez bir gerçekti. Başlarda sadece dostlarımla paylaştım bu görünürdeki küçük olan sırrımı. Hepsi bu beraberlik için yaşımın çok küçük olduğunu düşünüyordu; ama hani bu türden birlikteliklerde yaşın sorun olmayacağı gerçeği. Kendime yalanlar söylemeye başlamıştım. Sadece gönül eğlendiriyordum onunla – ne kadar aptalmışım – Ailem bu konudan haberdar olmamalıydı. Sanırım ‘kıyametin kopması’ ile ‘yerin dibine batmak’ olarak adlandırılan durumlar tam bulunduğum hali anlatıyor. Gizledim, gizlendim... İlk başlarda çok seyrek buluşuyorduk. Gün geçtikçe buluşmalarımızın sayısı arttı. Gönül eğlendirmek demiştim ya, işte o kendime söylediğim yalanlardan sadece biri. Birlikte çok zaman geçirmeye gerek kalmadı hayatımda kapladığı yeri kavrayabilmem için. Evet, onu seviyordum. Lakin hep aynı düşünce kafamda dolaşıp duruyordu: ‘Onun tutsağı değilim, istediğim zaman terk edebilirim.’ Buyurun size yalanlar oyununda ikinci perde. Ne zamanla hayatımın her safhasına yerleşmesini fark etmem yetti onu terk etmeme, ne de annemin bizi yakalaması. Aslında annem bizi yakalamadı, izlerimizi buldu, ardında bıraktıklarını gördü. Kızamadı, biliyordu çünkü buluşmamızı yasaklamasının bir işe yaramayacağını. O vakte kadar gizli devam ediyordu, yine gizli sürdürebilirdik. Zaman geçtikçe birbirimize daha sıkı bağlandık. ( Yalan 3, Tabii ki sadece ben ona bağlandım, onun umurunda bile değildi.) Şu an geriye dönüp baktığımda tutunduğum yaşam halatımda 11 düğüm daha eskittim ve veren taraf hep ben oldum. O bana sadece anlık ve sahte mutluluklar hediye etti. Herhalde canımı vereceğim tek o oldu. Onun için ailemle, arkadaşlarımla ters düştüm, onun yüzünden hastalandım, ama hiçbir zaman ayırmadım yanımdan, ayıramadım... Görüyordum, biliyordum nelere yol açtığını ve açabileceğini. Önce onu sevebilmeyi öğrendim, sonra nefret etmeyi. Aşk, sen nefrete ne kadar yakınsın oysa...Beraber olmayı istemediğim anlarda bile yanımda olmaya devam ettiğini gördüm. İrademi ezdiğine, beni kendimle bile ters düşürdüğüne şahit oldum. Başkalarını kırdım onun yüzünden ve ben daha da fazla kırıldım. İnsanlarla arama girdi, arkadaşlarım ondan nefret etti çoğu zaman. Hatta benim bile tiksindiğim oluyordu bazen, ondan ve ruhuma sinen kokusundan. Dudaklarımın her temasında ben onun ruhundan çalıyordum, o benim bedenimden. O her seferinde yeniliyordu kendini, bense gittikçe kötüleşiyordum. Ama bir türlü terk edemedim. Aslında birkaç kez denedim ayrılmayı. Hepsinde de dönüşüm bir öncekinden daha arzulu oldu. Yokluğunda kıvrandım hasretinden, kırmaya çalıştım irademin en zayıf halkasını, ama asla aklımdan atamadım. Bol bol tırnak ve kuruyemiş yemeye başladım, ayrılık kilo aldırdı. Ve ben hep geri döndüm. Ama yine de sözüm olsun ki, burada hepinizin önünde: “Bir gün bırakacağım bu lanet olası sigarayı.” ... Ben bu değildim ve de olmak da istemezdim...

10 yorum:

vintage biscuit said...

bencede birak
bak ben artik haftada bir kez bi puro iciyorum sadece
kurtuldum sigaradan

U'ur said...

Hayatında hiç sigara içmemiş(bir kere bile dahi) biri olarak gerçekten onsuz bi eksik hissetmiyorum...
Hatta belki bilmediğim sağlık sorunlarım olsa bile, onsuz daha sağlıklı biri oldugumu düşünerek içenlerden hep bi farkım oldugunu bilmek ayrı bi huzur veriyor..
Umarım bırakırsın....

NoktasizvirguL said...

@vintage biscuit:Sigaradan kurtulmana sevindim; ancak ben zaten sigara içmiyorum. Yazıda dikkat ettiyseniz 14 yaşındaki bir kızın hikayesi anlatılıyor ve bu sıfatlar ban hiç uymuyor. :D

u'ur:İnşallah sen de hiç bir zaman denemez ve başlamazsın. Aynı yanlış anlamaya sen de düşmüşsün. Yahu 25 yaşında kız mıyım ben? :D :D :D

Zehra said...

tek kelime ile bayıldımm:)) yafff nefesimi tuttum okudum sonu sigara çıktı hehehe:)) efenim başarılı bir çalışmaydı tebrik eder köslerinisden öperis:)) buarada annenisin yakalamsı kötü olmuş umarım biran önce bırakabilirsin bu hastalığı;)

Kayhanoviç said...

çokkkkkkkkkkkkk iyi yaa bendee diom yazık laa dur sunun gönlünü alim bişiler yazimm belki yardımcı olabilirm diye düşünürken

şok şok şok şok :)))))

cok hosuma gitti yaw ilahi yani

NoktasizvirguL said...

Zehra ve Kayhan çok teşekkürler, utanıyorum yapmayın böyle... :P

peace: Tatil iyiydi kendimi dinledim epey. Tatil konulu bir postu sırf okul yaşantım boyunca okulun ilk günü yazdırılan komposizyonlara duyduğum nefret yüzünden yazmadım...

Günce said...

Hahaha :))) Bi iade-i ziyaret yapayım dedim.harika bi blog ve harika bi yazıyla karşılaştım :))))
Ellerine sağlık,çok güzel olmuş ;)) Sigaradan kurtulmak gerek,haklısın ;)) Bi an önce uzaklaşırsıun dilerim :))

vintage biscuit said...

o zaman kimse icmesin
arada teftise gelicem ablaniz olarak :))

Günce said...

Git walla Vintage,ben içmiyorum zaten ama acayip bi pasif içiciyim :((

NoktasizvirguL said...

@Günce: Teşşekkür ederim efendim, pasif içici olmanıza üzüldüm :(

@vintage: Yap vintage'cim yap sen teştişini, ama sonun hababam sınıfındaki öğretmenlere dönmesin :D