Friday, August 20, 2010
Menekşe
Riza abi yaninda birisiyle geldi bu gun. Yuzu pek neseli degildi ama
beni birisiyle tanistiracagi icin heyecanli gibiydi. Kadinlara uzak bir
kisiligi vardi ama benimle tanistirmaya getirdigi kisi Menekse isminde
dalgali kabarik sacli, balik etli ve gozleri esrarli bir kadindi. Yanima
oturdugu anda sizi bizi bir kenara birakalim ben Menekse sen kimsin
dedi. O anda sarilasim geldi, sarilmak da epey eglenceli olurdu hani bir
kucak dolusu bir insan. Suskun biseymis bu be dedi Menekse Abla,
Rakinin bilyesini cikarmaya calirken Riza abi cevapladi, dur simdi bi
icsin sen gor onun cenesini dedi. Riza Abi her seferinde ben anlatirken
hevesle dinliyordu ama her muhabbetin sonunda vok konusuyorsun be oglum
derdi. Gecenin ortalarinda menekse abla sandalyesinin ucuna dogru kaydi.
İki bacagini ayirdi ve etegini bacaklarinin arasinda topladi. Ben bu
hareketin estetiksel guzelliginin etkisindeyken birseyler mirildanmaya
basladi. Sarkiyi simdi tam hatirlamiyorum. Nasil hatirlayayim, geceden
en son kalan hatiram karavanla yol alirken benzinleri biten ama paralari
olmayan bir grup penguenden bahsediyorduk. Sahi pilav hic tane tane
yenir mi sacmalik iste.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 yorum:
Post a Comment