Sunday, September 09, 2007

Bir Yudum…

Bir yudum aldım çayından. Sonra haykırdım “Bu senin çayın olmamaz, sen şekersiz içersin çayı”. Tadı tadsızlıktadır sana göre hayatın. Eğlenmek mesela sadece ekşi bir hayat parçasıdır sana göre ve değersizdir. Ekşi dediğin nedir ki, bir erkikte de bulabilirsin bir turşuda da. Dilin anlamaz ekşinin altındaki tadımsı tadı. Hele tatlandırıcılar, ah o tatlandırıcılar. Bezdirir seni. Birşeylere tad katmak içinbu kadar uğraşan insanları anlamazsın. Tad sana göre görünmeyendir. Ama şekersiz çayın tadı, senin tadın kadar hissedilmezdir.

Bir yudum aldım birandan. Tuvalet bulunmayan efkarın eğlence olduğu gecelerde biradan başka içecek gitmez tabiki. Yanında birşey olmamamalı dersin hep, gırtlağında hissetmeli insan o gıdıklayıcı asit hissini. Kafa olmak için değil, karın doyurmak için de değil sadece bira içmek için içilmelidir bira sana göre. Ve elinde bira varken bardaki yanlız erkek gibiyiz ikimiz, kaldırım taşları gibi yan yana dizilmiş.

Bir yudum aldım rakından. Bilirsin sevmem rakıyı denizden çıkan babamın iyi pişirilmişi olmadıkça. Şekerli alkollü içicek mi olur diyeceğim sana bir gün, çünkü bana göre rakı şekerli bir içecek. Seversin rakıyı ve çabuk sarhoş olursun bilirim. Severim sarhoş halini ve ayıltmaya çalışmak ok eğlenceli bilmezsin. Değer verirsin rakıya, onun mezelerine, yakından bak bir gün rakı sofrana orada bir kavun, yok yok peynir, o da olmadı balık vardır sana değer veren. Ama unutma değer senindir, kimse vermese de değerlisin.

Sadece bir yudum aldım votkandan. Kırk yılda bir içersin onun da çoğunu ben içmek istemem. Bir mektup yazacaksam “Sevgili” ile başlayan sanırım hiç bir zaman yanına votka gelemeyecek. Votkanın yanında ne gider biliyor musun? Hiç bir şey! Votka süpriz yanlızlıklarda acil sarhoş olma tekniğidir. Dengesizken dengesiziz ikimizde. Ben yanındayım, ama diğer tarafında. Sen iç votkadnı tadmak istedim sadece bir yürek dengesinde burun gıdıklayan sevginle.

Bir yudum aldım sarabından. Bir elimde hangimizi rahatsız edeceğini bilmediğim sigaram. Kitap okuyorsun sanırım, sormazsam çatlayacağım. Merağım kitaba değil gözlerine aslında. Sevmek seni bir otobüsün orta koltuğunda ve bir yudum daha. Şeker alacak olsam kendime kesin elma şekeri alırdım. Pamuk şeker de olabilir ama yakışmaz elime. Şarabın neyini seversin anlamam. Kırmızı kan olsa korkansın,vişne suyu olsa iyi gider yemeğin yanında ama şarap, ah o şarap, vah o şarap. Kırılan bir şişe edasında dökülür yere geldiğinde ağzı. Düzelmek ve paylaşmak lazım içindekileri iki dudak kadar uzak insanlarla. Ama bitmeden vazgeçmek yok, bitmeden vazgeçmek…

Çay kadar acı, bira kadar eğlenceli, rakı kadar şekerli, votka kadar sert ve senin kadar güzel olmayabilir!

0 yorum: