Friday, September 02, 2011

Sen

Anlatacağım hikayede isimlerin önemi yok. Çünkü şu anda, tam şu dakikada, tek önemli olan şey sensin son kez. Belki sana son kez iyilik yapacağım, belki her zamanki gibi sen kendi pencerenden bakıp beni yanlış anlayacaksın. Eğer yeterince yıpranmasaydım ben de diğerleri gibi, eğer her anlattığının ardından 3 5 vakte kadar yalan çıkmasaydı, eğer utanmadan, umarsızca aynı yalanı bile bile gelip tekrardan yüzüme söylemeseydin, bu bir yazı değil muhabbet olurdu. Hadi eğerleri bırakıp oyuna başlayalım, bu sefer şöyle yapacağız, ben tüm hamlelerimi tek seferde yapacağım, sonra arkama yaslanıp olanları izleyeceğim.

Hiç sevmediler sanırım seni olduğun gibi, hiç içinde kim olduğunu merak etmediler, hiç seni etten, kemikten, okuldaki başarından, sosyal ortamdaki yeteneğinden, arkadaş çevrenden, cebindeki parandan, bindiğin arabandan, fiyakalı ve herkesten farklı olması gereken geçmişinden sıyırıp gözlerinin ardındaki, sadece insan olan seni sevmediler değil mi? Aslında sevmediler değil, sevdiler de sen göremedin. Sen zannettin ki eğer ayağım sakat olursa sevgi görürüm, eğer acılarla dolu bir geçmişim olursa bana ilgi gösterirler, eğer güzel, beğenilen bir ismim olursa daha rahat arkadaş edinirim. Ancak senin bu zannettiklerin denizin sadece yüzeyidir arkadaşım. Denizin dibine yakın yüzen balıklar değerlidir. Yüzeydeki ilişkiler kağıttan gemilerdir, rüzgar ne yöne eserse oraya giderler, amaçları sen yada senin iyiliğin değildir. Sen bunu öğrenemedin. Hak veriyorum sana ama insanlar gerçekten çok boktan ve bizi aldatabiliyorlar.

Her şeye rağmen bu anlattıklarım hiçbir zaman seni haklı çıkarmaz. Çünkü tüm o boktan insanların iğrenç kokusunu benim üzerimde alamadığın için benden uzaklaştın. Boktan insanlara gerçek değerler vere vere bir sinekten değersiz hale geldin. Ve onlarla anlaşabilmek, onların arasına karışabilmek için onlara benzemeye başladın. Bu benzeme çalışmalarında sana gerçeklerin ne olduğunu hatırlatan, aslında o kağıttan teknelerin seni taşımayacağını bilakis daha derine çekeceğini söyleyen bir insan istemedin.

Oysa "O" senin doğduğun günden beri beklediğin, muhtaç olduğun insandım belki de ben. Seni sırf sen olduğun için, herhangi bir fiyakandan etkilenmemiş bir şekilde, sadece sen olduğun için seven insanlarla tanıştırdım ben. Yetmedi sana, sen sadece kendi oynadığın oyunun bir sonuca vardığını, o oyunun seni galip getirdiğini zannediyordun. Hiç dedenle tavla oynadın mı bilmem ama, bazen dedeler bile bile torunlarına yenilir. Sen o yenilmeyi gerçek zannedip, zafer sarhoşu olanlardansın eski dostum.

Eğerleri bırakalım diyorum ama kendim bırakamıyorum sanırım. Eğer ki azıcık "adam" barındırdığına inansaydım içinde, eğer bu sefer düşündüklerinle, planladıklarınla, amaç aleti olarak kullandığın kendine acındırma duygularınla değil de gerçek insan olan, o gözlerinin ardındaki kişinin duygu ve düşünceleriyle gelseydin bana, ben o zaman derdim ki yanılmamışşım. 6 yıldır tüm etrafımdaki insanlar yanılmışsın dese bile, yanılmamışşım işte şişesine sokayım. Ama olmadı, sen yalanlarınla, oyunlarınla, saçma sapan yalnızlıklarınla, ilgi çekmek için tadına varamadığın acılarınla ziyan ettin gençliğin, bense artık müdahale etmemeye karar verdim.

Eski dostun,
Şemsettin.

10 yorum:

Missbone said...

Bazı insanlara kendileri gibi olmak çok zor geliyor galiba... Başka siluetlere bürünüp,başkası gibi davranıyorlar. Bi süre sonra da kendini tanıyamamalar,şizofrenik durumlar falan. Of çok iç karartıcı...

Güzel bir yazıydı,zevk alarak okudum...

NoktasizvirguL said...

@missbone

Kendisi olmayan çok adam tanıdım öğrenciliğimdeki yurt hayatım boyunca. Hepsinin sıkıntısı aynı, farklı bir şehir, kendimi mükemmel tanıtmalıyım şeklinde. Ama sadece kendileri gibi davransalar ne kadar mükemmel olduklarının farkında değiller.

alperensaylar said...

"Hiç sevmediler sanırım seni olduğun gibi, hiç içinde kim olduğunu merak etmediler, hiç seni etten, kemikten, okuldaki başarından, sosyal ortamdaki yeteneğinden, arkadaş çevrenden, cebindeki parandan, bindiğin arabandan, fiyakalı ve herkesten farklı olması gereken geçmişinden sıyırıp gözlerinin ardındaki, sadece insan olan seni sevmediler değil mi?"

böyle seven insanların varlığına inanmadım, inanmıyorum... belki inanırım birgün bilmiyorum.

ve ilişkileri de suyun dibinde yaşayan insan yoktur, herkes üstte yaşar. zaten bizim gibi mahlukları insan yapan da budur belki..

pff fazla kasıntı ve karamsar oldu sanırım :)

NoktasizvirguL said...

@alperensaylar

aslında ilişkileri suyun dibinde yaşadığımız için biz mahlukları insan olarak isimlendiriyoruz. ama bu lanet olası diziler, filmler, sosyetede insanların özendiği fiyakalı adamlar bizi insanlığın o olmadığına inandırmaya çalışıyor, kanma. o gözlerinin ardındaki insanı seven insanı bulduğunda bana inanacaksın, bunu unutma.

Missbone said...

Haklısın kesinlikle... Ama bu tarz insanlara baktığında,genelinde aşağılık kompleksi vs. şeyler oluyor. Yani yaptıkları,davranış şekilleri bence bir nevi hastalık. Araştırsak psikolojideki adını bile buluruz :D

alperensaylar said...

@noktasizvirgul

diziler, filmler değil güven duygusunun yok oluşu inançsızlığımın nedeni. bir gün umarım inanırım ama şu anda inanmakla inanmamak arasında da pek bir fark yok, inansam kazanacağım, inanmasam kaybedeceğim bi şey yok galiba.

EzoNe said...

Okurken gözlerimin önüne gelen fotoğraf karesini elimin tersiyle itip durdum. "Yok o değildir ya" dedim içimden içimden. Ama ne olursa olsun, kim olursa olsun çok doğru, çok dürüst bir yazı olmuş. Yakışır.

NoktasizvirguL said...

@missbone

psikolojideki adı canın çok yandığında hiç umruna gelmiyor biliyorsun bunu.

@ezone

tanıyorsun, biliyorsun ama fotoğrafı sende yoktur büyük ihtimalle. o değil yani, ama tanıdığın birisi, büyük ihtimalle yalan tanıdığın birisi.

NoktasizvirguL said...

@alperensaylar

inanmazsan üzüleceksin inanırsan daha çok üzüleceksin.

Anonymous said...

sildin sandımda silmemişsin

http://noktasizvirgul.blogspot.com/2006/06/bir-rsf-serisi-2-blm.html

bana yaptığını başkalarına yapmazsın umarım"yalanların varsa yalanlarınla sevdim seni" dememen dileğiyle.

eski dostun dicemde dosttan öteydin benim için.acın büyüktür içimde.

Hoşça Kal...
Toprak Mehmet Libert ne dersen artık.