Friday, March 24, 2006

İzmir Havayolları (İz Air)

Son yıllarda havayolu sektöründe yaşanan rekabete İzmirliler de giriyor. Bir süre önce kurulan İzmir Hava Yolları, uçak alımıyla ilgili başlattığı çalışmalarda sona geldi. İzair adıyla Nisan ayından itibaren uçmaya başlayacak olan Airbus 319 tipi üç uçağın alımı da tamamlandı. Az sayıda uçakla başlamalarına rağmen, hedeflerinin büyük olduğunu belirten İzair Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir’in yurtiçi ve yurtdışı iletişiminin yaygınlaşacağı görüşünde. Demirtaş, “Hedefimiz 20 uçaklık filo. Çok uzun mesafelere olmasa da, İzmir’den tek seferlik uçuşlar yapılmalı. Yollar da düzelince daha güvenli bir ortamda ulaşım sağlanacak” diye konuştu. Uçakların iç ve dış düzenlemeleriyle personel ihtiyacı çalışmalarının, Nisan ayına kadar tamamlanması öngörülüyor. Uçuş rotası henüz kesinleşmezken, ulaştırma bakanlığı ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün desteğini alan İzair, yurtiçinde ve yurtdışında uçuşlarına izinlerin alınmasının ardından başlayacak. Logosu kenti simgeliyor Denizin mavisi ile günbatımının turuncusu İZAİR'ın ambleminde birleşti Türkiye'nin en genç havayolları şirketi olan İzmir Hava Yolları'nın (İZAİR) logosu belli oldu. İzmir denizinin mavisi ile güneşinin turuncusunu birleştiren logoyu, Lego, Fedex, Ferrari, Motorola, Evian, Pepsico gibi firmalar için kurumsal kimlik ve logo tasarımı yapan dünya firması Landor tasarladı İZAİR Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, "Logodaki kıvrak ve hareketli çizgiler genç şirketimizin dinamizmini simgeliyor. İlk aldığımız uçaklar olan 3 Adet Airbus A 319'ların ABD'deki dış tasarımlarında aynı renkler kullanıldı. İzmir, 300 gün güneşe sahip olan bir kent. İzmir'e gelen herkes güneşine, denizine hayran oluyor. Biz de İzmir'den çıkıp, dünyaya açılan bir firma olarak İzmir'in güzelliklerini simgeleyen renkleri kullandık. İzmir Hava Yolları bundan sonra da yerel güzellikleri ile evrensel değerleri birleştiren bir firma olacak" dedi. Demirtaş, İzmir Hava Yolları'nın kurumsal kimlik çalışmaları ve logo tasarımının bu alanda dünyanın önde gelen en ünlü şirketlerinden olan Landor'un yaptığını söyledi. Demirtaş "Landor, merkezi ABD'de olan ve dünyanın 28 ülkesinde ofisi olan bir şirket. Bugüne kadar Gulf Air, Lego, Evian, Ferrari, Frito Lay, Fuji Bank, Gilette, HP, John Deere, Proctor& Gamble, Pizza Hut, Pepsico, Novaratis, Delta Air gibi dünyanın en önemli firmalara kurumsal kimlik hazırlanması, logo tasarımı yapılması gibi konularda hizmet vermiş bir dünya devi. İZAİR, çok genç bir firma olmasına karşın daha yolun başında böylesine önemli bir firma ile çalışarak, hizmet kalitesine verdiği önemi ortaya koydu" diye konuştu. Kaynaklar: NtvMsnbc ve YeniAsır İzmir ve Türkiyemiz için çok hayırlı bir şirket olacağına inanıyorum... İzmir'in ulaşımında ciddi problemler olduğunu duymuştum.. Aktarmalarla uğraşmaları gerekiyordu artık aktarmalarla uğraşmayıp kendi şirketlerinden faydalanabilecekler... Siz de şirketi Kurcalamak için buradan buyrun...

Medeniyetler Çatışması

Nostradamus'un yazdığı o plan gibi şimdi Medeniyetler çatışması planı aşama aşama uygulanıyor. Kitapta yapılması istenen her ayrıntı uygulanıyor. Etnik uygulama Fransa olayları ile yapıldı Din uygulaması da şimdi ki Danimarka olayı ile yapılıyor. Amaç belli Bundan sonra neler olacak veya neler yapılacak öğrenmek istiyorsanız CFR'nin Fujiyoko'nun yazdığı Medeniyetler Çatışması isimli kitabı okuyun. Bu kitap olacakları yazmadı yapılması gerekenleri yazdı ve amaç ortada Dünya çapında kriz. Felsefeyi özetleyen vecize; "Şeytanın en büyük av sahası KAOStur" Konu Karikatür Krizi ile gündeme gelmişti ama sanki birilerinden emir almışcasına Medya bu konuyu hemencecik rafa kaldırdı. Bana göre tartışma bitmedi... Biz yerimizde oturuyoruz ama her gün tartışmalar sürüyor planlar tıkır tıkır işletiliyor... Aslında bana göre onlar bizden bizim de onların inanışlarıyla ilgili aşşağılayıcı belgeler ve resimler yayınlamamızı bekliyorlar... Biz bu dediklerini de yaptıktan sonra al sana mükemmel bir kriz.... Tartışma eski ateşini kaybetmiş olabilir Biz Kurcalamaya ve Yorumlamaya devam ediyoruz...Sizi de bekliyoruz...

Neden AK Parti ??

Bu akşam bir yerde birkaç şey gördüm ve konu cidden aklıma takılmaya başladı... Cumhuriyet Halk Partisi için CHP, Doğru Yol Partisi için DYP, Milliyetci Hareket Partisi için MHP yi kullanıyoruz. Peki neden Adalet ve Kalkınma Partisi için AK parti diyoruz... Partinin adının AK yani beyaz ile bir alakası yok sanıtım tüzüklerinde ama Recep Tayip Erdoğan dahil çoğu siyasetçi de AKPyi değil AK Partiyi kullanıyor. Acaba bu bir çeşit reklam mı dır? Oyverenlerin bilinç altını etkileyerek Biz temiziz AK'ız mesajı vermeye mi çalışıyorlar? Ne dersiniz... Konuyu esasen aklıma sokan Reklam Yazarlarının Ortak Defteri'ne teşekkür ederim. Konuyu tartışmak isterseniz gelin beraber Kurcalayalım... :)

Tuesday, March 14, 2006

Sancı

Yüzümü cama yaslıyorum kahvenin suyu ısınsın diye beklerken. Nefesimin camda bıraktığı buğuya çocukluktan kalma alışkanlıkla adını yazıyorum. Sonra soğuğun etkisiyle adın yavaş yavaş ıslanıyor, yine o bulanık buğu kaplıyor her tarafını ama belli belirsiz okunuyor ne yazdığım. Elimle ceketimin ucunu çekiştirip yazdığımı siliyorum, parmak uçlarımla silecek kadar romantik değilim sanırım, ceketimin ucu ıslanıyor, aldırmıyorum. Kahvenin eşlik ettiği kitaba dalıyorum, sayfaları yutarcasına okurken aslında cümlelerin ağırlığıyla başımı ağrıtıyorum. Uzun süre oturunca veya yatınca insan başının ne kadar çok ağrıdığını hissetmez ama bir hareket yaptığında sancıyla kıvranır ya hani işte ben de adını hatırladığımda, yüzünü özlediğimde, sesini hissettiğimde ve hayalinle konuştuğumda aynı sancıyla kıvranıyorum. Üstelik hiçbir ağrı kesici bu ağrıyı dindiremiyor, yazık. Yarattığın acıyla çaresiz uzanıyorum yatağa uykuyla uyanıklık arasında saatlerce debelendikten sonra uyuyorum ve uyanıyorum nihayetinde acım dinmiş oluyor. Sokağa çıktığımda bambaşka biri oluyorum sanki güneşle beraber parlıyorum, her şeyin fotoğrafını çekiyorum, metroda kitap okuyarak arada sırada karşımda oturan çocuğa gülümsüyorum. "Tanrım her şey fazlasıyla iyi" diyorum, "böyle olmamalı bir terslik var". Sonra kendi kendime seviniyorum iyileştiğimi sanıyorum. Ümitsizlik hastalığından kurtulduğumu düşünüyorum. Yanılıyor ve tersliği eve geldiğimde anlıyorum, meğer ben gelene kadar odama sen dolmuşsun, sen odamda olmaktan çıkmış, odam olmuşsun. Kapıyı açar açmaz aynı sancıyla kıvranmaya başlıyorum ve nafile bütün çabam bir daha geçmeyecek, benim düzenim düzensizlik biliyorum.
Yazı alıntıdır. Yazının aslını görmek için tıklayın... Eline Sağlık Tersköşe

Monday, March 13, 2006

Berbat Günler Dizisi Var Mıdır Her İnsanda?

Sıkılmaya başladım artık gördüklerimden ve göreceklerimden... Belki gördüklerim çok iyiydi görüyor olduklarım ve göreceklerim bu kadar iyi gelmedi, belki de gördüklerim o kadar kötüydü ki göreceklerimin de bu kadar kötü olmasından korkuyorum... Ama mecburen yaşıyoruz... Biliyorum yaşama hakkımı sonuna kadar kullanmak zorunda değilim ama... Her insan gibi Ya ... diyorum. Ya olursa ya bulursam ya yaşarsam ya sevilirsem ya seversem gönlümce ya korkmassam onu bunu yapmaktan... Biliyorum olmayacağını... Dar geliyor bu vücut bu ruha... Evet evet duyabiliyorum kilo al sen de şeklinde gelen geyikce cevapları. Ama yaşamak yazmak ve hatta düşünmek bile kolay olmadı hiç bir zaman. Ama hep okuyuculardan üfff ne depresif herif ayyy sıkıldım okumayacam, amaaaaaan arabesk arabesk yazmış gene söylemleri geliyor. Amaan zaten size yazanda kabahat ... Aşk konusuna değinmeden edemeyeceğim... Zaten bsns üşenmeyi bıraktırıp bu yazıyı yazdıran da bu duygu birikmesi... Yok yok Aşk gibi bir şeyin olduğuna inanıyor değilim... Onu tanımlamaya çalışacağımı da düşünmüyorum... Ama dediğim gibi insan "Ya" ile başlayan cümleler kurmadan edemiyor. Aşk oyundur diyorlar. Mızıkcı değilimdir aslında ama beni bu oyuna bile almıyorlar... Neymiş efendim tip dedikleri şey bazen yetersiz gelebiliyormuş... Ama bende hata... Arkadaşlarım diyor zaten sorun tipde değil... Ben insanlara hak ettiklerinden daha fazla değer veriyorum... Ve bu değer verme karşılığında onlar bana karşı bir şeyler hissetmek için bir gereklilik duymuyor ve Aşk denilen oyun kurulamıyor... Ben de dışarda kalıyorum :( Devamı gelecek şimdi uyumam gerekli yarın okul var :(

Geçmiyor Bitmiyor

Ya ya zaman olmuyor ya içim dolmuyor burada bir şeyler yayınlayabilmek için... Zaten var olan boş zamanımı da Kendi sitemde geçiriyorum... Neyse elbet bir gün bu LayZee'lik de bitecek üşengeçlik üzerimden geçecek ve yineden bir şeyler döktürmeye :P başlayacağım... Daha Stil mitil de düzenlemek lazım... Çooook içimiz var seninle blog çooook ... Neyse ben yatayım artık sabah 8 de okul var saat 3:23 haydi bismillah diyelim... Gideriz yetişiriz elbet ancak derslerde uyumak çok yoruyor be gözüm... Neyse bak çenem düşüyor elim açılıyor aslında ama uyumam lazım ... Neyse hadi iyi uykular blog... Daa dorusu bana iyi uykular...