Thursday, June 16, 2011

Sahil


Her insanın bir sahili vardır dedi Rıza Abi, sen göküzünü izlemek için bir yere geçersin orası senin için sahil olur, ben uçsuz bucaksız tarlaları izlemek için terasıma geçerim burası benim için sahil olur. Çünkü sahili sahil yapan kumu, çakılı ya da denizi değildir. Güzel konuşuyordu Rıza Abi, etrafıma baktım, Menekşe Abla da, Zambak da onu hevesle dinliyordu. Kıskanıyordum bazen bu koca adamı, yaşlandığımda onun gibi olmak için sabırsızlanıyordum. Aslında şu anda da onun gibi olmak istiyordum. Kıskançlık arkadaşlıkları öldürür bilirim, o yüzden bastırıyordum bu duyguyu. Bu güne kadar Rıza Abi beni insanlarla tanıştırmıştı ama benim arkadaşlarımla tanışmamıştı. Şemsettin'den umudu kesmiştim zaten, benimle bile görüşmüyordu ama Rüzgar ve Yağmurla onu kesinlikle tanıştırmam gerekiyordu. Birden Zambak'ın sen çok yalnızsın demesiyle irkildim, Rıza Abi'ye diyor sandım. Yalnızlık da hoşuna gidiyor dedi. Gözlerine baktım, yalnızlık küfür gibidir dedim, hoşlanmazsın ama seni rahatlatır. Gülümsedi. Menekşe Abla'nın keşke kendi denizlerimizde yüzebilsek dediğini duydum. Kafamda canlandırdım, hoşuma gitmişti. Gittim Rıza Abi'yi kolundan çekiştirdim. Sarhoşken evden çıkmayı sevmezdi. Ne oldu diye sordu. Hadi dedim, yeter sahilde oturduğumuz, biraz yüzmemiz gerek.