Wednesday, March 03, 2010

Hallelujah Düellujah!

Şimdi kim ne derse desin bu noktasizvirgul iyi çocuk, iyi dediğim öyle iyilik yapmayı seven birisi değil. Aslına bakarsanız kötülük yapmayı epey epey seviyor. Çünkü artık kötülüğün daha zevkli ve daha heyacanlı olduğunu biliyor. Hep kendinin söylediği gibi gri dunyada siyahlar daha çok dikkat çekiyor. Mesela artık düşene yardım etmiyor, ama tekme de atmıyor. Nasıl anlatayım böyle önce elini uzatıp, tam düşen tutacakken geri çekiyor. Değişik bir psikoloji, çok gülen bir depresif aslında kendini. Evet depresyon kelimesini sevmiyor ama depresyonu seviyor.



Bırakalım noktasizvirgul'ü de geçen gün Latife'yi gördüm ben, çok değişmiş farklılaşmış dışı ama tahminimce içi aynı. Sadece bilmiyor ki kilo alan kendisi değil, aslında şirketlerdeki aynalar şişman gösteriyor onu. Sadece onu değil hepimizi. Yemekhanede hayalet gibiler, aynı masada 5 tane aynı şirketin çalışanı oturup yemek yiyorlar, birbirlerinin adlarını dahi bilmiyorlar. Bu tamamen senin suçun Latife, hiç inkar etmeye kalkışma.



Evet ayıpsa ayıp, sapıklıksa sapıklık. Beni yüz yüze tanıyan herkese sesleniyorum buradan, hem cinsel hem mental sapığım. Dilimden sildiğim cümleleri söyleseydim eğer bu toplum beni kabul etmezdi. Ondandır ki çoğunuzla konuşmuyorum zaten.



Sen şahıs önemli diyorsun ben içerik. Sen insanları seviyorsun ben düşündüklerini. Emin ol cehennemde hiç bir insanın önemi olmayacak, sadece düşüncelerimiz için orda olacağız. Eğer sen deniz kenarındaki kayada oturduğumuz gün söylediklerini halen düşünüyorsan, emin ol yanlız kalacaksın, karanlık odalarının duvarlarına posterini asacak genç kızlar, ama sen yanlız kalacaksın.

Baktığın yerin benimle alakası yok, duydukların da benim cümlelerim değil. Cesaretin varsa tanı beni, bakalım başedebilecek misin?

Saygılar,
Şemsettin.